Cumartesi

MUAMMER YILMAZOĞLU / TÜRKİYE DAVASI

(36593/97)

Strazburg

12 Haziran 2003


A. DAVAYA ESAS TEŞKİL EDEN OLAYLAR :

Davaya esas teşkil eden olaylar tarafların sunduklarından hareketle aşağıdaki gibi özetlenebilir.

6 Mayıs 1980 tarihinde başvuran üst dereceli yargıç olarak İzmir İş Mahkemesindeki görevinden emekli olur. 25 Mayıs 1987 tarihine kadar avukat olarak çalışır.

Başvuranın talebi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 25 Mayıs 1987 tarihinde başvuranı Manisa İş Mahkemesine yargıç olarak atar.

21 Ocak 1991 tarihinde başvuran HSYK'na başvurarak maaşının farklı bir şekilde hesaplanmasını ve buna göre arttırılmasını talep eder. Başvurana göre avukat olarak çalıştığı sürenin (7 yıl 19 gün) maaşının hesaplanmasında memuriyet süresine dahil edilmelidir.

26 Şubat 1991 tarihinde HSYK başvuranın talebini reddeder.

Başvuran, HSYK karandın iptali için Ankara İdare Mahkemesine başvurur. 21 Mayıs 1991 tarihinde Ankara İdare Mahkemesi yer bakımından yetkisizlik kararı vererek dosyayı İzmir İdare Mahkemesine gönderir.

17 Eylül 1991 tarihinde İzmir İdare Mahkemesi başvuranın talebini reddeder. Söz konusu mahkeme, HSYK kararları kesin olduğu ve herhangi bir yargısal denetime tabi olmadığı için başvuranın iddiasını inceleme yetkisine sahip olmadığına karar verir.

7 Kasım 1991 tarihinde başvuran İzmir İdare Mahkemesinin kararını Danıştay'da temyiz eder.

13 Haziran 1995 tarihinde Danıştay başvuranın temyiz başvurusunu reddeder. Danıştay'ın kararı 30 Ekim 1995 tarihinde başvurana bildirilir.

11 Kasım 1995 tarihinde başvuran Danıştay'a karar düzeltme talebinde bulunur. 22 Haziran 1997 tarihinde Danıştay başvuranın karar düzeltme istemini reddeder.

ŞİKAYETLER :

Başvuran HSYK kararlarına karşı bir itiraz yolu olmadığı ve idare mahkemelerinin davasını makul bir süre içerisinde sonuçlandırmadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 6/1 maddesi uyarınca;

HSYK'nun başvuranın maaşının hesaplanmasıyla ilgili kararı yargısal denetime tabi olmadığı için etkili bir iç hukuk yolu bulunmadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 13. maddesi uyarınca şikayette bulunmuştur.

HUKUK :

1. Başvuran maaş hesaplanmasıyla ilgili olarak HSYK'nun verdiği karara karşı herhangi bir yargı mercii önünde itiraz hakkı bulunmadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 6/1 hükmü uyarınca şikayette bulunmuştur. Başvuran ayrıca maaşının arttırılması için izlediği yargısal süreç uzun olduğu için Sözleşmenin 6/1 hükmü uyarınca şikayette bulunmuştur.

Mahkemenin içtihatlarına atıfta bulunan Hükümet memuriyete giriş, memur alımı ve ihracıyla ilgili davaların medeni hak ve yükümlülüklerin belirlenmesiyle ilgili olmadığını dolayısıyla Sözleşmenin 6. maddesinin kapsamı dışında kaldığını ileri sürmüştür. Bu bakımdan Hükümet başvurunun Sözleşmenin 35/3 maddesi uyarınca konu bakımından yetki (ratione materiae) hükümleriyle uyuşmadığını iddia etmektedir. Hükümet başvurunun süresi dahilinde yapılmadığı gerekçesiyle de reddedilmesi gerektiğini belirtmektedir. HSYK Kanunun (2461 No'lu Kanun) 11. maddesine göre başvuran kararın bildirildiği tarihten itibaren 10 gün içinde Kurula karar düzeltme isteminde bulunma imkanına sahiptir. Ayrıca aynı Kanunun 12. maddesine göre, başvuran Kurulun karar düzeltme istemi sonucu vereceği karara karşı da itirazda bulunabilirdi. Karar ancak bu yollar tüketildikten sonra kesinlik kazanmaktadır. Başvuran bu yolları tüketmediği için Hükümet, başvurunun 26 Şubat 1991 tarihinden itibaren altı aylık süre içersinde yapılmadığını iddia etmektedir.

Başvuran HSYK'nun verdiği karar maaşıyla ilgili olduğu için idari makamların takdir haklarının söz konusu edilmediği, salt ekonomik bir hakla ilgili bir konu olduğunu öne sürmektedir. Bundan dolayı başvuran kendi davasına 6. maddenin uygulanabileceğini iddia etmektedir.

Mahkeme yetkililerle kamu görevlileri arasındaki istihdam uyuşmazlıklarının Sözleşmenin 6/1 maddesi anlamında "medeni hak ve yükümlülükler" kapsamında bulunmadığını hatırlatır.

Olağan kamu hizmetinin bir parçası olmasa da yargı yine de tipik kamu hizmetinin bir parçasıdır. Bir yargıç, Devletlerin egemen yetkiler kullandığı adalet dağıtılması alanında özel sorumluluklara sahiptir. Sonuç olarak yargıç kamu hukukuyla kendisine verilen yetkileri doğrudan kullanır ve Devletin genel çıkarlarım korumak üzere belirlenen görevleri yerine getirir.

Bu davanın olgularına dönüldüğünde başvuranın adalet dağıtılması alanında yüksek dereceli bir görevi ifade eden bir iş mahkemesi yargıcı olduğuna dikkat çekilmelidir. Dolayısıyla başvuran kamu hukukunun kendisine verdiği yetkileri kullanmakta ve Devletin genel çıkarlarını korumak için görev üstlenmektedir. Dolayısıyla başvuranın maaşının hesaplanmasıyla ilgili uyuşmazlık Sözleşmenin 6. maddesi anlamındaki "medeni" hak ve yükümlülüklerle ilgili bulunmamaktadır. Dolayısıyla anılan hüküm söz konusu davada uygulanabilir değildir.

Mahkeme başvurunun bu kısmının Mahkemenin konu bakımından yetkisi (ratione materiae) dışında kaldığına hükmetmiştir.

2. Başvuran, HSYK'nun maaşının hesaplanmasıyla ilgili kararı yargısal denetime tabi olmadığı için etkili bir iç hukuk yolu bulunmadığı gerekçesiyle Sözleşmenin 13. maddesi uyarınca şikayette bulunmuştur.

Hükümet başvuranın bu hükümle ilgili şikayetine ilişkin herhangi bir yorum getirmemiştir.

Mahkeme ana şikayetin Sözleşme kapsamı dışında olduğu durumlarda 13. maddenin uygulanamaz olduğuna dikkat çeker. Sözleşmenin 6. maddesi uyarınca yapılan şikayetle ilgili olarak vardığı sonuç karşısında Mahkeme bu şikayetin Sözleşmenin 35/3 maddesindeki konu bakımından yetki hükümleriyle uyuşmadığını düşünmektedir.

Bu sebeplerle Mahkeme Oybirliğiyle Başvuruyu kabul edilemez bulmuştur.

diğx

Hiç yorum yok: