Cumartesi

MACİR / TÜRKİYE DAVASI

(28516/95)

Strazburg

22 Nisan 2003

USULİ İŞLEMLER :

1. Davanın nedeni, Türk vatandaşı olan Beyaz Macir'in ("başvuran"), 30 Haziran 1995 tarihinde, İnsan Haklarını ve Temel Hakları Korumaya Dair Sözleşme'nin ("Sözleşme") eski 25.maddesi uyarınca, Türkiye aleyhine Avrupa insan Hakları Komisyonu'na ("Komisyon") yaptığı başvurudur (Başvuru no. 28516/95).

2. Adli yardım alan başvuran, İngiltere'de görev yapmakta olan Sn. Mark Fuller, Tim Otty ve KHRP (Kurdih Human Rights Project) avukatlarından Sn. Anke Stock tarafından temsil edilmektedir. Bu davaya yönelik olarak Türk Hükümeti bir Ajan tayin etmemiştir.

3. Başvuran, kocasının gizli Devlet ajanları tarafından öldürüldüğünü ve etkili bir soruşturma yürütülmediğini ileri sürerek Sözleşmenin 2. ve 13. maddelerinin ihlal edildiğinden şikayet etmiştir.

4. Başvuru, 1 Kasım 1998 tarihinde, Sözleşme'nin 11 No'lu Protokolü yürürlüğe girdiğinde, anılan Protokol'ün 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca Mahkeme'ye gönderilmiştir. 28 Mart 2000 tarihinde tarafların görüşlerini alan Mahkeme davayı kabuledilebilir bulmuştur.

5. 1 Kasım 2001 tarihinde Mahkeme Kısımların oluşumlarını değiştirmiştir (İçtüzük 25/1). Dava yeni oluşan 2. Kısma verilmiştir.

6. 26 Kasım 2002 tarihinde Kısım Sekreteri, yazışma teatisini müteakiben, taraflara Sözleşmenin 38/1 Maddesinin (b) bendi uyarınca dostane çözüm yolunu önermiştir. 4 Ekim 2002 tarihinde Hükümet ve 30 Ocak 2003 tarihinde başvuran, Mahkemeye, dostane çözüm yolunu kabul ettiklerini bildirmişlerdir.

OLAYLAR :

Başvuran, Kürt kökenli bir Türk vatandaşı olup Adana'da ikamet etmektedir. Kocası Hacı Sait Macir eski HEP (Halkın Demokrasi Partisi) ve DEP (Demokrasi Partisi) delegesidir. Söz konusu dönemde, HADEP il yönetim kurulu üyesi ve Mutlu ilçe başkanıdır. Sait Macir ayrıca, Adana Yüregir ilçesinde Güneydoğu kahvehanesinin sahibidir.

3 Ekim 1994 tarihinde, HADEP il başkanı Rebih Çabuk ve yönetim kurulu üyesi Sefer Cerf Güneydoğu kahvesinin önünde vurularak öldürülmüştür. Başvuranın eşi bu cinayetlere tanık olmuştur.

Aynı gün başvuranın kocası ifadesi alınmak üzere polis karakoluna götürülmüştür. Sait Macir burada olayı anlatmış ve kaçan faillerin kimler olduğunu görmediğini beyan etmiştir. Başvuran, eşinin, ifadesine başvurulmak üzere karakola götürülmesine rağmen, polisler tarafından tehdit edildiğini ve Rebih Çabuk ve Sefer Cerf ile ilişkisinin sorgulandığını ileri sürmüştür. Başvuran, kocasının, olaydan sonra sürekli taciz edildiğini ve polisin, gerekçe göstermeksizin, Güneydoğu kahvehanesini üç gün süreyle kapattığını iddia etmiştir.

5 Ekim 1994 tarihinde, Refıh Çabuk ve Sefer Cerf’in öldürüldüğü sırada Güneydoğu kahvehanesinde bulunan ve Rebih Çabuk'u hastaneye kaldıran Ahmet Dizman, Erzurumlular kahvesinden sivil kıyafetli polisler tarafından kaçırılmıştır. Ahmet Dizdar ıssız bir yere götürülüp dövülmüştür. Olay sırasında, polis kendisine Sait Macir'i tanıyıp tanımadığı sormuştur. Kaçıranlar Alımet Dizman' a Sait Macir' i öldüreceklerini söylemiştir.

HUKUK :

4 Ekim 2002 tarihinde Mahkeme, Hükümetten aşağıdaki bildirimi almıştır:

"1. Türk Hükümeti'nin, 28516/95 no'lu başvurunun dostane çözüme kavuşturulması çerçevesinde, başvurana ex gratia olarak 70.000 EURO (yetmişbin Euro) tutarında ödeme yapmayı teklif ettiğini bildiririm. Her türlü maddi ve manevi zarar ile masrafı kapsayan bu meblağ, Mahkemenin, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi'nin 39. maddesi uyarınca verdiği kararın bildirilmesini müteakiben üç ay içerisinde, başvuran adına açılan bir banka hesabına, ödenmesi gerekebilecek her türlü vergiden muaf olarak Euro cinsinden ödenecektir. Bu ödeme davanın nihai kararını oluşturacaktır.

2. Türk Hükümeti, bu tür olayları önlemeye yönelik Türk mevzuatının ve Hükümet kararlığının mevcudiyetine rağmen, başvuranın kocası Hacı Sait Macir davasındaki gibi, bireylerin yaşamlarının korunmaması sonucu meydana gelen ölümlerden ve yetkili makamların bu tür olayları gereğince soruşturmamasından üzüntü duymaktadır.

3. Başvuranın davasındaki yetersizliklerin Sözleşmenin 2 ve 13. maddelerinin ve verilen zararın ve manevi acıların Sözleşmenin 3. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir. Hükümetimiz, bu maddelerle güvence altına alınmasını sağlamak üzere uygun talimatları vereceğini ve gereken tüm önlemleri alacağını ve gelecekte bu talimatlara riayet edileceğini taahhüt etmektedir. Bu bağlamda, bu başvuruya benzer şartlar taşıyan davaların daha etkili soruşturulması amacıyla yeni hukuki ve idari düzenlemeler getirildiği kaydedilmektedir.

4. Hükümet, Türkiye ile ilgili Mahkeme kararlarının uygulanmasının Bakanlar Komitesi tarafından denetlenmesinin bu ve benzer davalarda ve bu bağlamda kaydedilecek gelişmeleri teminat altına almakta uygun bir mekanizma olduğunu düşünmektedir. Bu amaçla, sürecin gerektirdiği işbirliği sürdürülecektir.

5. Hükümet, davayı, Sözleşmenin 43/l maddesi uyarınca Büyük Daireye götürülmesini talep etmeyeceğini de taahhüt etmektedir."

30 Ocak 2003 tarihinde, Mahkeme, başvuranın temsilcisinden aşağıdaki bildirimi almıştır:

Başvuran, Bayan Beyaz Macir' in temsilcisi olarak Türk Hükümetinin 28516/95 no'lu başvurumuzun dostane çözümü için bize 70.000 Euro (yetmişbin Euro) tutarında ödeme yapma teklifini dikkate aldığımızı bildiririm. Her türlü vergiden muaf olacak bu miktar, Sözleşmenin 39. maddesi uyarınca, maddi-manevi zararı ve davayla ilgili yapılan harcamaları kapsayacak ve Mahkeme kararından itibaren üç ay içerisinde belirttiğimiz banka hesabına Euro cinsinden ödenecektir.

Başvuranla istişare ederek, yapılan teklifi kabul ettiğimi ve Türkiye Cumhuriyeti aleyhindeki başvuruyla ilgili tüm şikayetlerinden vazgeçtiğimi bildiririz. Bu ödeme davanın nihai çözümünü oluşturacaktır.

Bu bildirim Hükümet ile bizim ulaştığımız dostane çözüm çerçevesinde yapılmıştır.

Ayrıca, davayı, Sözleşmenin 43/l maddesi uyarınca, Büyük Daireye götürülmesini talep etmeyeceğimizi de taahhüt ederiz."

Mahkeme, tarafların üzerinde uzlaştıkları anlaşmayı dikkate almakta (Sözleşmenin 39. maddesi) ve bu anlaşmanın, Sözleşme ve eki Protokollerde tanımlanan insan haklarına saygı ilkesine uygun olduğuna kanaat getirmektedir (Sözleşme'nin 37/l ve İçtüzüğün 62/3 maddeleri).

Dolayısıyla dava zabıtlardan düşürülmelidir.

BU NEDENLERDEN DOLAYI MAHKEME, OYBİRLİĞİYLE

1. Davanın, kayıttan düşürülmesine karar vermiş;

2. ve tarafların davanın Büyük Daire'de tekrar görüşülmesini talep etmeyeceklerine ilişkin taahhütlerini dikkate almıştır.

Bu karar, 22 Nisan 2003 tarihinde, içtüzüğün 77. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına uygun bir biçimde İngilizce verilmiş ve yazılı olarak tebliğ edilmiştir.

T. L. Early
Sekreter

J.P. Costa
Başkan

diğx

Hiç yorum yok: