Cumartesi

MERİNÇ / TÜRKİYE DAVASI

(28504/95)

Strazburg

17 Haziran 2003

Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine açılan (28504/95) başvuru no'lu davanın nedeni Kutay Merinç'in (başvuran) Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna 14 Haziran 1995 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin temel insan haklarını güvence altına alan eski 25. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. Başvuran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Ankara Barosu avukatlarından Ş. Sarınan tarafından temsil edilmektedir.

OLAYLAR :

Başvuran 2 Mayıs 1989'da yasadışı örgüt Dev-Yol'un eylemlerine katıldığı gerekçesiyle tutuklanarak gözaltına alınmış, 22 Mayıs 1989'a dek gözaltında kalmıştır.

Aynı tarihte Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından muayene edilmiş, hiçbir şiddet izine rastlanmamıştır. Başvuran aynı gün tutuklanarak cezaevine koyulmuştur.

12 Ekim 1989'da Yenimahalle Cumhuriyet Savcısı, Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde açtığı davada, başvuranın sorgulamasını yürüten polislerin, işkence ile itirafa zorlama suçunu işledikleri gerekçesiyle TCK'nın 243. maddesi uyarınca cezalandırılmalarını talep etmiştir.

18 Aralık 1990 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi iki polisin her birini dört yıl iki ay hapis cezasına çarptırmış ve polislerin iki ay on beş gün kamu hizmetinden yasaklanmalarına karar vermiştir.

25 Eylül 1991 tarihinde Yargıtay bu kararı maddi hata bulunduğu gerekçesiyle bozmuş ve dosyayı yeniden incelenmesi için Ağır Ceza Mahkemesine göndermiştir.

28 Ocak 1992'de Ağır Ceza Mahkemesi 12 Nisan 1991 tarihinde neşredilen Terörle Mücadele Yasasının 15/3 maddesine dayanarak kararı ertelemiş ve dosyayı Ankara İl İdari Kuruluna göndermiştir. Kurul "ratione materiae" yetkisizlik kararı vermiştir. Dosya Danıştay'a gönderilmiştir. O zamandan bu yana Danıştay'daki süreç devam etmektedir.

HUKUK AÇISINDAN :

Hükümet'in ilgili beyanı AİHM'ye sunulmuştur.

" 1. Hükümetimiz mevcut Türk yasalarına ve Hükümet'in böyle olayları engelleme girişimlerine rağmen Kutay Merinç'in 28504/95 no'lu başvurusunda belirttiği münferit olaylardan üzüntü duymaktadır. Bu tür eylem ve ihmallerin Sözleşmenin 3. ve 13. maddelerine aykırı olduğu kabul edilmektedir. Hükümet, 3. ve 13. maddelerin gerektirdiği etkili soruşturma yürütülmesi zorunluluğu da dahil olmak üzere yaşam hakkının korunması ve aşağılayıcı muamelenin engellenmesi amacıyla gerekli tüm tedbirleri almayı ve gereken talimatları vermeyi taahhüt eder. Bu bağlamda, bu başvurudakine benzer kötü muameleleri azaltacak ve daha etkili soruşturmaların yürütülmesini sağlayacak yeni yasal ve idari önlemlerin alındığı belirtilmelidir. Ayrıca 34382/97 no'lu beyanda da yer alan yükümlülükler taahhüt niteliği taşımaktadır.

2. Türk Hükümeti'nin, mevcut başvuruyu dostane çözüme kavuşturmak üzere başvurana ex gratia tazminat miktarı olarak 23.000 (yirmi üç bin) Euro, masraf ve harcamalar başlığı altında 3.000 (üç bin ) Euro olmak üzere toplam 26.000 (yirmi altı bin) Euro tutarında ödeme yapmayı teklif ettiğini bildiririm. Bu miktar her türlü maddi ve manevi zarar ile masrafı kapsamakta olup Euro olarak başvuranın ve/veya kanuni temsilcisinin belirteceği bir hesaba yatırılacak, ilgili tüm vergi ve masraflardan muaf olacak ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 39. maddesi uyarınca verilen kararın bildirilmesini izleyen üç ay içerisinde ödenecektir. Bu ödeme davanın nihai kararını oluşturacaktır. Belirtilen süre bitiminden ödeme tarihine kadar geçecek süre için, yukarıda anılan meblağa Avrupa Merkez Bankası'nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı % 3 'lük basit faiz oranı uygulanacaktır

3. Hükümet, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Türkiye hakkındaki Mahkeme kararlarına ilişkin denetiminin bu ve benzeri davalarda, bu yöndeki gelişmelerin sürmesi için uygun bir mekanizma oluşturacağını kabul etmektedir. Bu bağlamda, gerekli işbirliği yapılmaya devam edilecektir.

4. Son olarak Hükümet, Mahkemenin verdiği karardan sonra Sözleşmenin 43/1 maddesi uyarınca davanın Büyük Daireye götürülmesini talep etmeyeceğini taahhüt eder."

AİHM, tarafların üzerinde uzlaştıkları dostane anlaşmayı dikkate almakta ve bu anlaşmanın, Sözleşme ve eki Protokollerde tanımlanan insan haklarına saygı ilkesine uygun olduğuna kanaat getirmektedir (Sözleşme'nin 37/1 maddesi ve İçtüzüğün 62/3 maddesi).

Dolayısıyla dava zabıtlardan düşürülmelidir.

BU SEBEPLERDEN ÖTÜRÜ MAHKEME, OYBİRLİĞİYLE,

1. Davanın, zabıtlardan düşürülmesine karar vermiş;

2. Ve tarafların davanın Büyük Daire'de tekrar görüşülmesini talep etmeyeceklerine ilişkin taahhütlerini dikkate almıştır.

İşbu karar, 17 Haziran 2003 tarihinde, İçtüzüğün 77/2 ve 3 fıkralarına uygun bir biçimde Fransızca verilmiş ve yazılı olarak tebliğ edilmiştir.

diğx

Hiç yorum yok: